loader

Bir ülkenin ulusal eğitim programı tanımlanırken önceliklerden birinin gelecek kuşakların o ülkeyi yıkılmadan ayakta tutabilmesini sağlamak olması normal. Bu, hem gençlere yurtlarına ve tüm yurttaşlarına yönelik sevgi aşılamayı hem de onları gerçek dünyanın nasıl işlediğini bilen ve ilerlemesine ayak uydurabilecek donanımlı bireyler haline getirmeyi gerektiriyor.

Yirmi birinci yüzyılın gençlerini bu asrın gerektirdiği becerilerle donatmamız lazım. Çağ değişiyor; annelerin çocuklarına verdikleri öğütler “üşüteceksin, kaşkolunu al!”dan “sakın şifreni kimseye söyleme!”ye doğru evriliyor. Bilgi teknolojisi dünyayı hem sizinle aynı ilgilere sahip kişilerle (Peru’da filan bile otursalar) sürekli bağlantıda olabileceğiniz kadar küçülttü hem de sevmediğiniz insanları “engellemenize” izin vererek aynı mahallenin sakinlerinin bile yankı odalarında birbirlerinden habersiz, farklı gerçekliklerde yaşadıkları birçok dilime böldü. Alışık olduğumuz düzen siliniyor; blokzinciri, Metaverse, NFT, “derin öğrenme” ve daha bir yığın terim ortalıkta uçuşuyor ve bunları anlamayanlar tam olarak ne olduğunu bilmeseler de bir şeyler kaybetmekte olduklarını fark ediyorlar.

Bilgi teknolojisinin kendisi, bu hıza yetişmekte ağır kalan geleneksel öğretim kurumlarına alternatifler yaratıyor. Eğitim “demokratikleşiyor”: Birçok konunun en iyi hocalarının dersleri artık sadece bir “tık” (ve bazı hallerde bir kredi kartı ödemesi) uzağınızda. Ama ne yazık ki bu içeriğin çoğu İngilizce ve eğitim sistemimizin o dili öğretmek konusunda çok başarılı olmadığı da malum.

Kendi konuma odaklanırsak, birçok ülke yapay zekâ teknolojisinin ekonomik ve toplumsal hayata getireceği değişiklikleri öngörerek eğitim programlarına bu konuda anadillerinde dersler eklemekte. Türkiye’de üniversitelerin Bilgisayar Mühendisliği bölümlerinde uzun süredir verilen yapay zekâ dersleri, son yıllardaki bilimsel gelişmeler ve öğrencilerin konuya olan ilgisinin artması nedeniyle çeşitlendirilmekte ve zenginleştirilmekte. Başka dallarda eğitim almış ve kendisini geliştirmeyi amaçlayan kişilere yönelik özel çevrimiçi kurslar arasında da yapay zekâ konulu olanlar yüksek talep görmekteyse de bana sorarsanız bu kursların çoğu konunun temelini sağlam atmadan üst katları çıkıyorlar ve hâlâ birçok sektörde ilgili becerilere sahip eleman talebinin karşılanmasında zorluk çekilmekte. Konuya genel bir bakışla sınırlı kalmayıp lise öğrencilerinin matematik ve bilgisayar programlama altyapısına uyumlu olarak tekniğini de giriş seviyesinde anlatan bir ders kitabının hem ilgili ortaöğretim öğrencilerine hem de bireysel çalışmayla öğrenmek isteyen okurlara yararlı olacağı açık. İşte, Hisar Okulları’ndan Sedat Yalçın ve Bahadır Yıldız hocalarla kolları sıvayıp tam da böyle bir kitap yazmamızın sebebi bu!

Kitap, lise öğrencisi düzeyinde bilgiye sahip kişilere yapay zekâyı modern bir yaklaşımla geniş bir çerçeve içinde tanıtmayı hedefliyor. Ders, öğrencinin yapay zekânın tanımı ve kullanım örneklerinin yanı sıra önemli yöntemleri birebir uygulayabileceği bir temele, durum uzayında arama, yapay öğrenme ve evrimsel programlama gibi konu ve yöntemlerin matematiksel ve biyolojik mantıklarına hakimiyete ve doğal dil işleme, veri bilimi gibi uygulama alanlarına aşinalığa kavuşacağı şekilde tasarlandı. Çok sayıda alıştırma, öğrencilerin matematik ve programlama bilgisine göre çeşitlendirilebilecek, birbirinden bağımsız etkinlikler, programlamaya aşina öğrencilere Python dilini tanıtan kapsamlı bir bölüm, güncel tutulacak bir çevrimiçi defteri ve Öğretmen Kılavuzu da hazır.

İmkânlar dahilinde ücretsiz olarak devlet okullarına da yollanması öngörülen kitabı yazarken çok şey öğrendik; birçok kavramı Türkçe düşünmenin zevkini yaşadık ve genelde iyi vakit geçirdik. Okurların da benzer deneyimler yaşayacağını ve kitabın ülkemizdeki bilgisayar bilimi ve yapay zekâ eğitimine katkısı olacağını umuyoruz.